Tek Mekanda Çekilmiş Etkileyici Filmler
Anasayfaya DönSinema deyince hepimizin aklına ilk olarak muhteşem manzaraların ve mekanların olduğu filmler geliyor, değil mi? Fakat öyle filmler var ki, tüm hikayeyi tek bir mekanda işleyerek harikalar yaratıyor, bu durumu kurguyla ve muhteşem oyunculuklarla inanılmaz bir sinema deneyimine dönüştürüp akıllara kazınıyorlar.
Sizin için tek mekanda çekilmiş etkileyici filmlerden bir seçki hazırladık. Battaniyenizi ve patlamış mısırınızı alın ve bu muhteşem filmlerin tadını çıkarın!

1. The Platform (2019)
Son dönemin en popüler filmlerinden biri olan The Platform, tek mekanda geçen oldukça etkileyici bir İspanyol filmi. Her katında iki kişinin yaşadığı dikey bir hapishanede geçen film, adaletsizliğe ve sınıf ayrımına vurgu yapıyor. Filmde bir platform, ortalarında büyük bir delik olan odalardan düzenli olarak üzerinde leziz yiyecek ve içecekleri taşıyor. Platform, yemekleri önce üst kattakilere veriyor ve doğal olarak alt katta yaşayanlar artık yemeklerle idare etmek zorunda kalıyor. Son derece vurucu bir sona sahip bu filmi izlerken gerilimi iliklerinize kadar hissedeceksiniz.

2. Küp / Cube (1997)
Farklı sosyal gruplardan oluşan bir grup insanın, kendilerini labirent içindeki küp şeklinde bir odada bulmalarıyla başlayan film, yayınlandığı sene dünya üzerinde büyük bir ses getirmişti. Küplerin içindeki her bir kapının korkunç bubi tuzakları ile kuşatılmış farklı odalara açıldığı filmdeki insanlar hayatta kalarak bu bilinmezliği çözmeye çalışırlar. Bulmacaları çözmek için her birinin benzersiz yetenekleri doğrultusunda seçilmiş kişiler olduklarını ve işbirliği yapmaları gerektiğini fark eden grubun aralarındaki gerginlik bazı tehlikeleri de beraberinde getirecektir. Oldukça küçük bütçeli bir film olan Kanada yapımı Cube, yayınlandıktan sonra bir fenomene dönüştü. Gerilim severlerin çok seveceğine emin olduğumuz bu filmi size önerirken, klostrofobik ögelerin sizi rahatsız edebileceği ihtimalini de hatırlatalım!

3. Panik Odası / Panic Room (2002)
David Fincher tarafından yönetilen gerilim filmi Panik Odası, evlerine giren hırsızlardan korunmak için özel güvenlik sistemleriyle inşa edilmiş bir odaya sığınan anne ve kızın hikayesine odaklanıyor. Evin her yerinde bulunan güvenlik kameraları sayesinde panik odasındaki monitörlerden hırsızları gözetleyen anne-kızın hırsızlarla olan kedi-fare oyunu, kimin kedi kimin fare olduğu algısıyla da başarılı bir şekilde oynuyor.

4. The Terminal (2004)
Steven Spielberg’in yönettiği Terminal filmi, önceki tek mekan filmlerinden farklı olarak gerilimin değil romantizmin ön planda olduğu bir film. Uçakta seyahat ederken ülkesinde devrim olan bir adam, dilini dahi bilmediği Amerika’da, bir havaalanı terminalinden bürokratik bazı sorunlardan dolayı dışarı çıkamıyor. Tom Hanks’in unutulmaz bir performans sergilediği The Terminal, oldukça uzun bir süre havalimanında yaşamak ve çalışmak zorunda kalan kahramanımızın hayatını trajikomik bir şekilde ele alan film, tek mekanda geçen nadir komedi unsuru yüksek filmlerinden biri.

5. The Man From The Earth (2007)
10 yıldır profesörlük yaptığı okuldan ani bir kararla istifa eden John Oldman taşınmak üzereyken, okuldaki diğer profesörler veda etmek için evine gelirler. John’un bu ani kararının arkasındaki sebebi öğrenmek isteyen arkadaşları ona sorular sorar ve verdiği cevap kafalarını çok karıştırır: John, 14.000 yıldır hayatta olan ve sürekli yer değiştiren bir ölümsüz müdür? Tamamı bir evin salonunda geçen film, tez ve antitezler üzerine kurulu, oldukça etkileyici bir yapım, mutlaka izlemenizi öneririz.

6. 127 Saat / 127 Hours (2010)
Danny Boyle’ın tek mekanda geçen filmi 127 Hours, ıssız bir bölgede tırmanış yapan bir adamın bir kaza sonucu düşerek olduğu yerde kısılıp kalmasını anlatıyor. Her türlü çabaya rağmen sıkıştığı yerden saatlerce çıkamaması sonucu hikayenin bir tür ölüm kalım savaşına dönüştüğü film, gerilimli saatler vadediyor. Farklı kamera açıları ve kurguların denendiği sıra dışı bir hikayeye sahip olan 127 Saat, tek mekanda geçen filmler arasında soluksuz izleyeceğiniz, eşsiz bir yapıt.

7. Arka Pencere / Rear Window (1954)
Alfred Hitchcock’un en bilinen filmlerinden biri olan Arka Pencere, görevi sırasında bacağını kıran ve uzunca bir süre evde dinlenmek zorunda kalan gazeteci L.B. Jefferies’ın hayatına odaklanıyor. Bu dönemde evinin penceresinden sokakta olan bitenleri seyretmekte olan Jefferies’in bir gün, karşı binada bir kadının kaybolduğunu ve bu durumdan kocasının sorumlu olduğunu düşünmesiyle hareketlenen film Usta yönetmene “En İyi Yönetmen” kategorisinde Oscar adaylığı getirmişti.